AVUKAT MÜVEKKİLİ İLE ÖZDEŞTİRİLEMEZ
Tarih: 1.01.2020 | Okunma Sayısı: 382

Bu günkü (17.03.2016) gazete haberleri avukata ve avukatlık mesleğine bakış açısını göstermesi itibariyle son derece dikkat çekici ve manidardır!

Öncelikle şunu bilmek gerekir ki avukatlar hukuken üstlendikleri işin tarafı değildir. Yine avukatlar vekalet ile yahut zorunlu olarak savunmalarını üstlendikleri şüpheli veya sanıklarla özdeşleştirilemez.

Avukatlık meslek kurallarının 6 maddesine göre Avukat, iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışındadır….

Meşru ve sağlıklı bir yargılamanın en önemli şartı savunma hakkının tam anlamı ile ve sınırlandırılmaksızın kullandırılmasıdır.

Kamuoyunu çok rahatsız eden suç ve hadiselerle ilgili yargılamalarda da elbette tarafların bir avukatı olacaktır Ancak avukatlar savunmasını üstlendikleri şahısların ne suç ortağı, ne azmettiricisi ne de yakınıdır. Bir avukatı müvekkilinden dolayı suçlamak son derece haksız ve insafsız olduğu kadar asgari hukuk kültüründen nasibini almamış olmayı da gerektirir.

Bir de avukatın bürosunun aranması konusu var, Beyler: hangi avukat olursa olsun bürosu aranırken mutlaka ya baro başkanı ve onu temsil eden bir avukat “Baro temsilcisi) hazır bulunur.

CMK Madde 130 – (1) Avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir. Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur

Bu konuda baroların takdir hakkı yoktur. Hangi suçla ilgili olursa olsun bir avukat bürosu aranırken bu kural mutlaka uygulanır. Yani bu kurala göre bürosu aranan bir avukat için temsilci görevlendiren baroyu suçlamak en hafif tabirle cahilliktir.

Avukat bürosu aranması sırasında baro temsilcili bulunmasının sebebi aslında avukatı korumak değil o büroda dosyası olan iş sahibini korumaktır. Zira o büroda bir vatandaşın dosyası, dosya içinde de mahrem evrak ve bilgiler olabilir. Bu imtiyaz aslında vatandaşın savunma hakkını ve mahremiyetini korumaya yöneliktir!

Ancak bu günkü gazetelerde sanki baro temsilcisi görevlendirmesi o avukata veya o olaya özgüymüş  gibi sunulmaktadır. Bu kanuni bir zorunluluğu vatandaş nezdinde suçmuş gibi göstermek anlamında bir fecaattir.

Bir başka haber cinayeti de göz altına alınan bir avukatın o ilin Baro başkanının elinden sertifika aldığını yazarak Baro başkanını da mahkum etmek olarak karşımıza çıkmaktadır. . Barolar kamu kuruluşu niteliğinde meslek örgütleridir ve ayırt etmeksizin tüm üyelerine eşit hizmet verirler.

Avukatlık Kanunu Madde 76 –  Barolar; ……kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır

Sözgelimi bir baro, eğitim/seminer düzenlese katılan tüm avukatlara sertifika verilmesi son derece normal ve rutin bir uygulamadır. Üstelik henüz yargılanmamış birine selam veren, aynı fotoğrafta yer alan herkesi peşinen suçlamak hatta mahkum etmek ne vicdanla ne de ahlakla bağdaşır. Bir avukat (özellikle ceza hukuku alanında öne çıkmış ise) bir çok şüpheli veya sanığın avukatı olarak görev yapmış olacaktır. Bundan dolayı bir avukatı itham etmek son derece yanlış ve rahatsız edicidir.

Sormak gerekir: siz yargılanacak olsanız sizi  kimin savunmasını istersiniz? Muhtemelen bu konuda tecrübeli bir avukatın değil mi? Peki tecrübesinden dolayı bir avukatı suçlamak da nedir? Bu günkü Akşam gazetesinde yer alan haberdeki yanlışlıklar bilgi eksikliğinden ötürü değilse vahimdir ve savunma hakkını ortadan kaldırmaya ve adil yargılanma hakkını yok etmeye yönelmiş bir cürümdür.

Üstelik böyle yapmakla nefret ettiğiniz çete ve mücrimlere iyilik ediyorsunuz. Zira sizin istediğiniz gibi bir soruşturma yapılsa ve örneğin avukat bürosu aranırken Baro temsilcisi olmasa elde edilen deliller yasak delil kapsamına girecek ve suçun ispatı için kullanılmayacaktır. Aslında orada bir avukat bulunması yargılamanın selameti ve verilecek kararın meşruluğu açısından son derece önemli ve hayatidir

Bunların ardından şunları da söylemek zorunludur: bir avukatın her şüphelinin veya sanığın dosyasını alması normaldir hatta gereklidir Ancak avukatın bir şüphelinin veya sanığın basın sözcülüğünü, kuryeliğini yapması da kabul edilemez.

Yine avukatlık meslek kurallarına göre müvekkil adına basına açıklama yapmanın koşulu bu açıklamanın “kesin  olarak zorunlu bulunmasıdır” Müvekkilinin veya mensup olduğu örgütü aklamak, onların propagandasını yapmak amacı ile yapılan açıklamalar elbette ki yasaktır.

40.Avukat kesin olarak zorunlu bulunmadıkça, müvekkili adına basına açıklamada bulunamaz. Açıklamalarda, adalete etkili olmak amacı güdülemez.

Hele illegal örgüt üyeliği yapılması ve avukatlığını zırh ve imtiyazlarından yararlanarak örgüte hizmet  edilmesi asla ve kat’a kabul edilemez. Bu konunun takibi elbette Barolara düşer. Avukat büroları örgüt hücreleri olarak kullanılıyorsa bu hem Ceza Kanunu anlamında suç hem de Avukatlık Kanunu anlamında disiplin cezasını gerektirir bir eylemdir.

Fakat henüz suçu sabit görülmeyen ve hakkında verilmiş kesinleşen bir ceza hükmü olmayan her şahıs için  olduğu gibi avukat için de masumiyet karinesi geçerlidir. Yargılamadan bir kimseyi ne cezalandırabilir ne de meslekten ihraç edebilirsiniz. Masumiyet karinesinin bir avukat aleyhine ihlali iki kez tehlikelidir böyle yapmakla hem avukatı hem de işini üstlendiği vatandaşı mağdur etmiş olursunuz.

Bu üslupla suçla mücadele etmiş olmazsınız Geçmişte sulandırılan ve alakasız şahısların suçlandığı yargılamalarda yapılanlar ibret olmalıdır. Haber konusu suç ve suç örgütüne yoğunlaşmak yerine avukata, avukatın mensup olduğu baroya sardırmak yanlıştır vahimdir ve asla habercilik değildir.

Bu yanlışlıktan biran önce dönülmesi zorunludur.

19.09.2024
AV. TURGAY ŞAHİN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.