Afyonkarahisar Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla Afyonkarahisar Barosu Yeni Hizmet Binası konferans salonunda basın açıklaması düzenledi.
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün tarihçesine baktığımızda , 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletinde bir tekstil fabrikasında çalışan 40.000 kişinin eylemi ile başlar. Düşük maaş ve kötü koşullarda çalışan işçiler haklarını aramak isterler. Bu çalışma şeklinin insanlık dışı olduğunu düşünüp daha iyi koşullarda çalışmak için haklarını ararlar. Mevcut koşulların dayanılmaz bir hal alması sebebiyle eyleme başlayan kadınlar polis tarafından durdurulmaya çalışılır. Ancak kadınlar geri adım atmaz . 8 Mart gününde bu grevlere müdahale eden polisler işçileri fabrikaya kilitler. Ardından fabrikada yangın çıkar. Bu yangında 129’u kadın can verir. O ölümler dünya kadınlarının seslerini duyurabilmesi için yakılan ateşin ilk kıvılcımı olmuştur. Yaşanan bu acı olay ile alın terinin, emeğin ve birlik olmanın sembolü haline gelen 8 mart emekçi kadınların onurlandırılması için kutlanan bir gün haline gelir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk; “Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez " demiştir. Atatürk'ün söylediği bu sözde mübalağa yoktur. Zira Kurtuluş Savaşı’nın en önemli aktörlerinden biri de Türk kadını olmuştur. Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü; tüm dünyadaki emekçi kadınların; kendilerini ailede, toplumda, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda eşit bir birey olarak görmeyen zihniyetlere karşı dayanışma ruhuyla hareket ederek; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin ortadan kaldırılması için gerekli eğitim, kültür, ekonomik ve yasal alanda çalışmalar yapılması taleplerini dile getirdikleri mücadele ve dayanışma günüdür.
Bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ne yazık ki 10 ilde yaşanan depremin sarsıntıları ve ardından yaşananlar ile karşılıyoruz. Normal hayatta bile kadınların yükü ve sorunları son derece ağır iken savaş ve afet gibi olağan üstü durumlarda kadınların ve çocukların karşılaştığı şiddet ve yoksulluk daha büyük rol oynuyor ve ne yazık ki yıkımın en büyük yükü kadınlarımızın omuzlarına biniyor. Bu nedenle bu gün vesilesi ile sesimizi duyurabildiğimiz tüm insanları deprem bölgesindeki kadınlarımızla birlik , beraberlik , dayanışma içinde olmaya ve bu enkazı birlikte kaldırmaya davet ediyoruz.
Afet bölgesinde yaşayan kadınlar için, adalete erişim mekanizmalarının işler halde olmadığı gözetilerek bir an önce ; şiddeti önleyecek tedbirleri almak, şiddet tehdidi altındakileri korumak hususunda kamu kurum ve kuruluşlarının çözüm mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere tarih boyunca kadınlar, kadının insan haklarını ihlal eden düzenin değişmesi için mücadele vermiş ve bu mücadeleler sonucunda gerek yasalar gerek uluslararası sözleşmeler bağlamında birçok kazanımlar elde etmişlerdir. Ancak ne yazık ki ülkemizde ve tüm dünyada 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, utanç verici bir şekilde giderek artan kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, kadınların şüpheli ölümlerinin dehşetinde yaşanmaktadır. Kadınlara yönelik şiddet; münferit olaylar olarak değerlendirilemeyeceği gibi, çözümü de sadece yaptırımların artırılmasında değildir. Kadınların yaşam hakkına yönelik sistematik hale gelen kadın cinayetlerinin önlenmesi için yasaların eksiksiz uygulanması, önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması, kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanında eşit katılımlarını sağlamaya yönelik bütüncül politikaların oluşturularak samimi takibinin yapılaması gerekmektedir. Bu anlamda Kamu Kurum ve Kuruluşları cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmalı ve eşitliği uygulamak için mekanizmalar oluşturmalı ve düzenlemeler yapmalıdır. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılık sonlandırmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanarak, kadının toplumsal konumu güçlendirilmelidir.
Hak savunucusu olarak biz avukatlar artık olağanlaşan kadına yönelik şiddet haberlerinden yorulduk ve artık kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının eşit ve özgür bir birey olarak var olduğu, kadının insan haklarının ihlal edilmediği, istismarın önlendiği, barışın ve özgürlüğün var olduğu bir Türkiye ve Dünya istediğimizi ve kadınların bu insani haklarının elde edilinceye kadar konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz.
Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı
Av. Buket AYDOĞUŞ